Kategori: Yurtiçi Gezi Yazıları

Dünyanın pek çok yerinde özellikle kıştan bahara, sonbahardan kışa törenler ile geçilir. Kökeni çok eskilere dayanan ve günümüzde de hem ülkemizde hem de dünyada kutlanan bu törenlerden biri de “Mart Bozma”, “Mart Kırma”,gibi adlarla anılan yeni yıl törenidir. Halkın söylemiyle, “Eski Hesap”, “Ana Baba Hesabı” ya da “Çoban Hesabı”’na göre 1 Mart’ta yeni yıl kutlanır.…

Rivayete göre çok yüksek bir dağın zirvesinde bir kale varmış. Kale konumu itibariyle bir türlü fethedilemezmiş. Kaleyi ele geçirmeyi düşünen bir komutan yüzlerce keçiyi toplatarak, boynuzlarına fenerler bağlatmış ve hava kararınca askerleriyle birlikte kalenin bulunduğu tepeye tırmanmaya başlamış. Nöbetçiler büyük bir ordunun kendilerine doğru geldiğini düşünerek, kaleyi terk etmişler. Böylece kale hiç kan dökülmeden ele…

Onu her düşündüğümde, adını her duyduğumda, içimde bir sıcaklık hissettiğim, onlarca kez gitmiş olsam da her defasında ilk kez gidiyormuşum gibi heyecanlandığım, her gidişimde yeni bir özelliğini keşfettiğim EFES… Bugüne kadar hakkında pek çok şey yazmış olsam da son gidişimde “Ne olur bir şeyler daha yaz” diye kulağıma fısıldadı sanki… Elbette onu kıramazdım… Hatta Efes…

Yıl 1980, aylardan Ağustos… Üniversite sonuçlarımızı öğrenmeye Büyük Dershane’nin Alsancak Şubesi’ne gitmiştik. Sonuç tam da beklediğim gibiydi. Zira çok az tercih yapmıştım ve neredeyse hepsi Ege Üniversitesi İşletme ve İktisat Fakültesi’nin bölümleriydi. Mutluydum. Aslında tam anlamıyla gönlümün istediği bir meslek değilse de o yıllarda İşletme eğitimi almak mezuniyetimiz sonrası iş bulma sorunu ile karşılaşmayacağımız anlamına…

Birkaç yıl önce bu soru ile başladığım yazıma “Evimizden en uzaktaki pastaneye dondurma almaya gitmemize izin verildiği zaman” diye cevap vererek giriş yapmışım. “Komik ama gerçek” diye de devam etmişim. Bu gün ise bu soru aklıma geldiğinde cevabı, “Evimizden en uzaktaki sinemaya gitmemize izin verildiği zaman” oldu. Zira hayatımızın vazgeçilmez eğlencelerinden olan “Sinemada film seyretme”…

Pancratium Maritumum isimli güzeller güzeli bir Prenses nedimeleri ile birlikte gemisiyle Akdeniz üzerinden Kuzey Afrika’ya doğru yol alırken, Kıbrıs’a yaklaşmakta oldukları bir sırada gemide su bitmiş. Su temin etmek için adaya yanaşmaktan başka çareleri yokmuş… Ada’da ise dünya üzerinde kendinden başka güzel birinin varlığına tahammül edemeyen deniz köpüğünden yaratılmış, Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodit sevgilisi…

Çocukluğumda annemle babam güzel haberleri hemen söylemezler, sürpriz yaparlardı. Bunların en önemlilerinden biri ise ilk arabamızın alınışıydı. Zira bu hayatımızda önemli bir değişime neden olacaktı… Aslında o gün sıradan bir gündü. Ama sanki annemle babam biraz telaşlıydılar. Galiba okula yetişmeye çalışırken bunu pek de önemsemedik. Ablalarımla ben sabahtan okullarımıza, babam da işe gitti. Öğleden sonra…

Rivayete göre; “Tanrıların Kralı Zeus, Zinari adasında yaşayan kardeşi Denizler Tanrısı Poseidon’u ziyarete gittiğinde, güzeller güzeli Cynara’yı görüp, aşık olur. Onu Tanrıça yapar ve Olympos’a götürür. Birlikte yaşamaya başladıkları ilk zamanlar Cynara mutludur. Ama bir süre sonra eski hayatını ve ailesini özlemeye başlar. Bir gün Zeus’tan habersiz onları ziyarete gider. Bunu öğrenen Zeus o kadar…

Demiryolu bazen bizi sevdiklerimize kavuştururken, kimi zaman da ayırır. İstasyonlardır kavuşmaların da ayrılmaların da şahidi her zaman… 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun en hareketli beş ihracat ve ithalat limanından biri olan İzmir’de taşımacılığın temel unsuru deve kervanlarıydı. İzmir Limanı’na gelen gemilerden indirilen yükler önce depolara, oradan da hanlara hamallarla taşınır, daha sonra da develere yüklenerek, Batı…

Yazılacak onca konu varken bilgisayarın başına oturduğumda aklıma yazacak hiç bir şeyin gelmemesi ilk defa başıma gelen bir şey değildi elbette… Güzel bir başlangıç yazısı yazmak istiyor, nereden başlayacağıma karar veremiyordum. Kafam da biraz karışıktı. Zira her ne kadar Efes’te yani Selçuk’ta doğmasam, burada yaşamasam da; kendimi neden buraya ait hissettiğimi hala çözememiştim. Onunla ilgili…

Adına tarih boyunca onlarca sıfat eklenmiş bir şehirdir, İzmir… Eğer İzmir’de yaşıyorsanız, sizler de o masalın kahramanlarından biri oluverirsiniz… İzmir’i gezmeye Konak’tan başlayacak olursanız, günün her saati hareketli ve renkli olan Konak Meydanı dikkatinizi çeker. Kamusal alan olmasının yanı sıra, İzmir’in neredeyse tüm semtlerine ulaşımı sağlayan vapur, metro, tramvay ve otobüslerin hareket veya geçiş noktası…

Demiryolu bazen bizi sevdiklerimize kavuştururken, bazen de ayırır. Uğurlayanları üzerken, karşılayanları sevindirir. Kavuşmalarda da, ayrılmalarda da sarılmaların şahididir istasyonlar… İşte bunlardan biridir Aziziye İstasyonu… Şimdiki adıyla ise ÇAMLIK… Adı tren istasyonu ile özdeşleşmiş bir köy. Zeytinin, incirin, pamuğun, üzümün diyarı… Ama daha da çok İzmir’den Aydın’a giden yol üzerinde önemli bir kavşak. Bir mola yeri……

Tanışıklığımız çocukluğumda Bergama, Dikili ve Ayvalık’ı içeren bir yolculuk ile başlar. Yaşım küçük olduğu için bu geziye dair hafızamda birkaç küçük an dışında hiçbir şey kalmaz. Ancak bu üçleme belleğime kazınır. Birinin adını andığımda bir diğeri gelir aklıma. Zira İzmir’den Ayvalık’a giderken rota budur. Bergama yoldan biraz içeride kalsa da tabelasını görürüz. Dikili tabelasını gördükten…

İzmir’den Bodrum yolu üzerinde Milas’ı yaklaşık 20 kilometre geçtikten sonra sola doğru bir kaç tabela görürsünüz. Gökçeler Kanyonu, Uyku Vadisi, İncirliin Mağarası… Tabelalardan içeri girip, yola devam ederken bir süre sonra karşınıza Ağaçlıhöyük, daha sonra da Gökçeler Köyü çıkar. Kısa bir molanın ardından yolunuza devam ederseniz, doğadaki açıklı koyulu tüm yeşil renklerinin adeta sözleşerek bir…

İnsanların yerleşik hayata geçip, yaşamlarını evcilleştirdikleri hayvanların ürünlerine bağlı olarak sürdürmesine paralel olarak dokumacılık da doğmuş ve gelişmeye başlamış. İlk olarak hasır dokuma daha sonra düz dokuma yapılmış. En sonunda ise düğümlü halı dokumacılığı… İşte yolculuk böyle başlıyor… Halı dokumacılığı ihtiyaç sonucu doğmuş olsa da, daha sonraları gelişip, zenginleşerek sosyal ve sanatsal bir kimliğe bürünmüş. Dünyanın…