Sarışın mavi gözlü, yaman bir delikanlıdır Ege… İlk ismi Arhipelagustur. Çapkınlığı ile ünlü tanrılar arasındadır. 3.000’e yakın çocuğu olduğu söylenir. Bazılarını ada, bazılarını adacıklar haline getirerek vücudunun her yerine ben …

Hayatta her şeyin bir hikayesi var………………………..SEMRA YEŞİL
Hayatta her şeyin bir hikayesi var………………………..SEMRA YEŞİL
Sarışın mavi gözlü, yaman bir delikanlıdır Ege… İlk ismi Arhipelagustur. Çapkınlığı ile ünlü tanrılar arasındadır. 3.000’e yakın çocuğu olduğu söylenir. Bazılarını ada, bazılarını adacıklar haline getirerek vücudunun her yerine ben …
Aslında oraya gitmeden önce de her zamanki gibi gezgin notlarını okumuştum. Güzel anlatıyorlardı ama çok da fazla bir beklentim oluşmamıştı. Pek çok Yunan adasını gördüğüm için onlara benzer bir ada …
Bir zamanlar güzeller güzeli bir prenses gemisiyle Akdeniz üzerinden Kuzey Afrika’ya doğru giderken, Kıbrıs yakınlarına geldiğinde gemide su bitmiş. Su temin etmek için yakınlarındaki bir adaya yanaşmaya karar vermişler. Adada …
Çocukluğumuzda annemle babam sevineceğimizi düşündükleri güzel haberleri bize hemen söylemezler, sürpriz olmasını isterlerdi. Bunların en önemlilerinden biri ise ilk arabamızın alınışıydı. Zira hayatımızda önemli bir değişim yaratacak olan bu habere …
İzmir’in 16. yüzyılla birlikte ticari çekim merkezi haline gelmiş olması şehre sosyal ve kültürel açıdan çeşitlilik getirmiş, mevcut Türk, Rum, Ermeni ve Yahudi mahallelerine bir de Levantenlerin oturduğu Frenk Mahallesi …
Afrika kökenli Türklerin Anadolu’daki varlıkları Fatih Sultan Mehmed dönemine kadar uzanır. Bunun en önemli kanıtı ise İstanbul’un fethini tasvir eden bir tabloda önde duran askerlerden birinin Afrika kökenli bir cengaver …
zmir’in sarmaşığı Selluka hakkındaki “İzmir’in kaybolan kokusu” isimli ilk yazımı bundan tam on beş yıl önce o yıllarda çalıştığım Akdeniz Tekstil’in sahibi Sevgili Hamit Tatari ile bir sohbetimizden esinlenerek yazmıştım. …
Onlar, köy çocuklarıydı. Kurumuş çalılar gibiydiler bozkırda. Kavrulmuş ekinler gibiydiler. Geldiler, yalın ayakları ve yırtık mintanlarıyla geldiler, Gönen’e, Aksu’ya, Kepirtepe’ye. Ezilmiş, sömürülmüş, horlanmış ve unutulmuştular bin yıldır. Ferhat oldular, yardılar …
Yıllar önce okuduğum bir yazıda şöyle diyordu: “Eğer hayatı anlamak istiyorsanız, eski kadınlarla konuşun, onlarla vakit geçirin, hikâyelerini, anılarını dinleyin…” Ne kadar da doğruydu. Yazının içeriğinde öyle çok bilgi vardı …
Erzurum’dan yola çıkmışlardı. Heyecan ile gelmelerini bekliyorduk. İzmir’e ulaşmaları bir günden uzun sürdüğü için genellikle bir gece mola verirlerdi. Telefonla “Yola çıkıyoruz” haberini aldığımız andan itibaren anneme, “Ne zaman burada …
Bizim nesil büyükanne masallarıyla büyüdü… Öyle ki, hayatın o masalların içinde olduğunu bilmeden… Her defasında yeni bir masalı nasıl üretecekti ki çoğu bulunduğu şehirden belki de mahalleden bile dışarı çıkmamış …
Eskiden okullarımız uzun yaz tatiline girdiğinde şimdiki gibi vaktimizi geçirecek çok fazla bir seçenek yoktu. Akşamüstü sokağa çıkış saatine kadar ablalarımla ya da arkadaşlarımla evde oyun oynar, sohbet eder, kitap …
Birkaç yıl öncesine kadar bize en yakın ada olmasına rağmen Sakız’a hiç gitmemiştim. Uzaklardaki onca adaya birkaç kez gitmeme rağmen Sakız’a gitmeyi hep ötelemiş, belki de gitmek kolay olduğu için …