Karayip’te Bir Gezinti

Karayipler ya da Batı Hint Adaları…

Karayip Denizi’ni, adalarını ve sahilleri kapsayan bölge…

Florida’nın güneyinden başlayarak, Venezuela’nın kuzey batısına kadar devam eden bölgede 7.000 civarında ada, adacık ve kayalık var.

Batı Hint Adaları adı,1492’de Hindistan’a ulaştığını zanneden Kristof Kolomb tarafından verilmiş.

Adaların en eski sahipleri Aravak ve Karayip yerlileri…

Biz de bu yıl adalardan bir kaçını ziyaret etme şansını yakaladık…

Cozumel – Mexico…

Karayipler’deki dünyanın en ünlü dalış yerlerinden biri… Kırlangıçlar Ülkesi… Meksika’nın en büyük adası… Tek şehri San Miguel…

Adını, bölgede yaşayan, siyah renkli kırlangıçtan (cuzamil) almış.

Maya uygarlığının yoğun olarak yerleştiği Yucatan Yarımadası kadar olmasa da; denizden on sekiz kilometre uzaklıktaki San Gervasio kalıntıları, adada bir Maya uygarlığının hüküm sürdüğünü gösteriyor.

Gemiden iner inmez bir taksiye binerek, heyecanla, kalıntıları görmeye gidiyoruz. Taksi şoförü bize yol boyunca ada hakkında bilgi veriyor.

Turizm geliri oldukça yüksek olan adaya anakaradan göçün oldukça yüksek olduğunu, adada eğitime çok önem verildiği için çok okul açıldığını, kendisinin de otuz yıl önce buraya gelerek yerleştiğini, önce meyve bahçelerinde çalıştığını, adada turizmin gelişmesi ile de turizme hizmet eden taksilik yapmaya başladığını anlatıyor. Yarım saatlik bir yolculuğun sonunda San Gervasio’dayız…

Kökleri toprağın üstüne çıkmış yüzyıllık ağaçların uygarlık kalıntılarını korurcasına sarıp sarmaladığı bir yer burası…

San Gervasio, adanın en büyük, en önemli ve tek resmi arkeolojik alanı. Doğurganlık ve aşk tanrıçası Ixchel’e ithaf edilen bu kutsal alan, Maya kadınlarının yaşamları boyunca en az bir kez tanrıçaya hediyeler vermek üzere ziyaret etmeleri zorunluymuş. Pek çok ülkeden gelen Maya kadınları San Gervasio tapınaklarına hacı olmak için gelirler ve burada adaklar adarlar, dualar ederek, ihtiyaçları için yardım talep ederlermiş.

Palmiye ve hindistan cevizi ağaçları altındaki incecik beyaz kumların masmavi okyanusla birleştiği kıyıları olan adaya gelen turist sayısı oldukça yüksek. Özellikle gemi ile gelenler bu sayının büyük bir kısmını oluşturuyor.

Adanın merkezindeki “Plaza del Sol” turistlerin yoğun olarak alışveriş yaptığı ve yemek yedikleri bir yer. Saat Kulesi ve adaya adını veren ufak kilise de tam da bu meydanda. Ada halkı son derece güler yüzlü ve yardım sever. Biz de gitar ile müzik eşliğinde, Meksika yemeklerinden oluşan bir yemeği tekila eşliğinde yerken oldukça keyifliydik…

Kaptan Cousteu’nun bir dalma cenneti olarak isimlendirdiği, dünyaca ünlü sualtı milli parkının bir parçası olan mercan kayalıkları, sahilde uçuşan muhteşem kuşları, harika plajları, harika gün batımı, kristal berrak mavi suları ile Cozumel ideal bir tatil yeri.

George Town – Grand Cayman…

Cayman Adaları, Karayipler’de Küba’nın güneyinde Jamaika’nın kuzeybatısında yer alan üç adadan oluşan Birleşik Krallık’a bağlı bir ada topluluğu…

Grand Cayman, üç Cayman Adasının en büyüğü… George Town ise Cayman Adaları’nın başkenti…

Kristof Kolomb burayı 1503’de ilk olarak keşfettiğinde, adada yaşayan kaplumbağalara ithafen “Las Tortugas” ismini vermiş.

1670 yılındaki Madrid Antlaşması ile adalar, Jamaika ile birlikte İspanya yönetiminden Birleşik Krallık’a devredilmiş ve idari olarak Jamaika’ya bağlı kalmış. Ancak 1962’de Jamaika’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Birleşik Krallık yönetimine girmiş.

Beyaz kum plajları, tropik iklimi, mercan kayalıkları, mücevher, parfüm ve likör satan mağazaları ve şnorkelle yüzme ve su altındaki pek çok batık nedeniyle tüple dalış gibi önemli su faaliyetleri, yarım ay şeklindeki ünlü “Seven Mile Beach” plajı ile dünyanın bir cennet köşesi.

Tüm bu özellikleri ile tezat olsa da dünyanın en büyük finansman ve yatırım merkezlerinden biri. Dünyaca ünlü 50 büyük bankanın 40’ının burada şubesi var. Adadaki büyük finansal varlık nedeniyle bankacılık ve sigortacılık adanın ekonomisinde oldukça etkin. Kulüpleri, tatil köyleri ve otelleri nedeniyle adada turizm de önemli bir gelir kaynağı.

Adadaki “Queen Elizabeth” parkı Cayman Adaları’na özgü flora ve faunanın korunmasına yardımcı olmak için kurulmuş. Adaya özgü bitkiler, tropikal kuşlar ve diğer hayvanlar büyük bir titizlikle koruma altına alınmış. Orkide, muz, palmiye, huş, maun, mango ağaçları ile mavi iguanalar ise son derece değerli.

Labadee – Haiti

Karayip Denizi’ndeki ada ülkelerinden biri olan Haiti, Küba’nın doğusunda yer alan Hispaniola Ada’sındaki iki ülkeden batı kısmındaki ülke olup, diğer ülke Dominik Cumhuriyeti…

Eski bir Fransız sömürgesi olan Haiti, Amerika kıtasında, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra bağımsızlığını ilan etmiş ikinci ülke… Haiti’nin asıl yerli halkı Arawaklar… Kristof Kolomb’un 1492’de burayı keşfinden sonra adaya Hispaniola adı verilmiş, yolculuğu esnasında Kolomb burada dinlenmiş ve ada, Avrupa’dan gelip “yeni dünyayı keşfedenlerin” uğrak yeri haline gelmiş. Gördükten sonra gerçekten kendilerine hak verdim.

Sabahın erken saatlerinde gemi ile yanaştığımız Labadee, mavi ve yeşilin iç içe geçtiği, denize kadar inmiş orman ile birleşmiş, incecik beyaz kum plajı ile bize gülen yüzünü gösteriyordu… Palmiye ve muz ağaçlarının arasında yerlilerin müzik gösterisi eşliğinde adaya adımımızı atarak, ada turuna başladık. Berrak okyanusun turkuaz rengi sularına girip, serinlemenin keyfini yaşadık. Deniz suyunun ılık olması nedeniyle, hava bulutlu ve yağmurlu olmasına rağmen yağmur altında denize girmek bile oldukça zevkli oldu. Bazı yolcular şnorkel ile yüzmek, yelkenle veya salla dolaşmak gibi spor aktivitelerine katıldılar.

Yerli halk, el emeği ile yaptığı eşyaları satmak için küçücük tezgahlar kurmuş, çokça ahşap ve ağaç kabuklarından yapılmış el işlerini bizlere beğendirmek için çaba sarf ediyorlardı.

Aslında bizim bulunduğumuz bölge bir yerleşim yeri değil, bakir bir yerdi. Sadece gemilerin yanaşacağı zaman yerliler buraya gelerek, dükkanlarını açıyor, satış yapıyorlardı. Bizim hareket saatimiz yaklaşmaya başlayınca birden dükkanlar kapandı ve teknelerine binerek adanın diğer kıyısındaki yerleşim yerlerine doğru hareket ettiler.

Biz de gün boyu yaşadığımız tropik yaşamın güzelliğini içimize çekerek, güzel anılarımız arasına yenilerini katmış bir şekilde yolumuza devam ettik…